23 Ağustos 2014 Cumartesi

O

şimdi günlerden bir hiçliğin ortasında kocaman bir hiç. bizi hayata bağlayan her şeyi geride bırakmış ilerliyoruz bir başka hiçliğe ve bir umut yenilerine. içimizi saran umut bizi her yeniye bir adım daha yaklaştırıyor.
Kİ bazen öyle yaklaşıyoruz ki, o sanıyoruz.bu sefer o.
duymak istediğimiz her şey söylenmiş, görmek istediğimiz her şey önümüzde ve konuşmak istediğimiz her şey konuşulmuş. oldu zannediyoruz. tüm parçalar yerli yerinde kimi sıkışık belki kimi yetersiz ama oldu.
 buna inandırılıyoruz.
hatta en zoru mantığın o haykıran sesini susturmaktır ama o bile sessiz. duyguların sana yapman gerekenleri söylüyor. yapıyorsun.! kalbin hazır sevdi sevecek.! bağlandın bağlanacaksın.! rüyadasın değil mi.?
her şeyin iyiye gittiği bir yer hayalinde.
AMA bir an geliyor. UYAnıyorsun! tüm dünya sana karşı, her şey üstüne geliyor. kalbini sıkıştırdıkça sıkıştırıyor duyguların. mantığın çığlık çığlığa.
  umudun.. o artık yok.
 ve sonra izin veriyorsun gözlerine.
kapansın.
sonrası KARANLIK...


29 Kasım 2013 Cuma

 YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR
  

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
   Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
   Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
   Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
   Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
   Kopmaz kökler salmaktır oraya

   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
   Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
   Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
   Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
   Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

   İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
   Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
   Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
   Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
   Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına   
   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

                                Ataol BEHRAMOĞLU

30 Ekim 2013 Çarşamba

tükenmişlik sendromları.1

bugün ağlamak için yeterince güzel bir gün değil mi? ;değilse birini hayatından çıkarmak için güzel mi peki? yada sevmek için birini... hiçbiri için değilse ölmek için nasıl bir gün ? bu da mı değil... öyleyse bugün ne yapmak için güzel bir gün.?

2 Ekim 2013 Çarşamba

huzursuzluk sendromları.1

dünyanın derdine dalıp gidenler, dünyanın huzursuz bir yer olduğunu söyleye dursun... İşte huzurun başlama noktası burasıdır. Bu dünyanın kendisi bile bitmeye bir gün yok olmaya programlıysa ; dertler sıkıntılar nasıl bitmesin ki ? elbet biter bir gün. Bitecek bir şey için tüm bu hüzünler, üzüntüler neden. Huzur çok özel bir histir. bu özelin içinden dünya sıkıntılarını ayrıştırın ve huzuru hissedin.Eğer bunu yapamayacağınızı düşünüyorsanız; huzuru aramaktan vazgeçin. Belki de daha az üzüleceksiniz...

28 Eylül 2013 Cumartesi

sevilmekten korkar mı insan.. ? Kendime bu soruyu sormaya başladığımdan beri, her gün kendime yeni bahaneler üretiyorum. İyi miyim? diye sorarsan da işte oda hangi açıdan baktığına bağlı.
Herkes kendi doğrularıyla yaşıyor bir bakıma.Ve herkes kendi doğrusunu bulma çabalarında.İşte yargılayamazsın ! Hepimizin hayatlarına beklediği doğru bir adam/kadın var. Biride kalkıp demiyor ki sen doğru musun ? (Denmez ki zaten..)
 Ama gel nasıl olsa  ikimizden bir doğru yol buluruz dersin ;)

25 Eylül 2013 Çarşamba

Hep birileri birilerine, birbirlerine, ya geç,ya erken,ya çok zamansız,tesadüfen..öylesine-böylesine-şöylesine. ya yalnız olmaya alışalım artık ya da biz olalım. ama geçerken uğrayıp, dokunmayalım  birbirlerimizin hayatlarına. siz sıkılmadınız mı .?