29 Kasım 2013 Cuma

 YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR
  

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
   Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
   Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
   Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
   Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
   Kopmaz kökler salmaktır oraya

   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
   Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
   Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
   Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
   Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

   İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
   Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
   Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
   Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
   Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına   
   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

                                Ataol BEHRAMOĞLU

30 Ekim 2013 Çarşamba

tükenmişlik sendromları.1

bugün ağlamak için yeterince güzel bir gün değil mi? ;değilse birini hayatından çıkarmak için güzel mi peki? yada sevmek için birini... hiçbiri için değilse ölmek için nasıl bir gün ? bu da mı değil... öyleyse bugün ne yapmak için güzel bir gün.?

2 Ekim 2013 Çarşamba

huzursuzluk sendromları.1

dünyanın derdine dalıp gidenler, dünyanın huzursuz bir yer olduğunu söyleye dursun... İşte huzurun başlama noktası burasıdır. Bu dünyanın kendisi bile bitmeye bir gün yok olmaya programlıysa ; dertler sıkıntılar nasıl bitmesin ki ? elbet biter bir gün. Bitecek bir şey için tüm bu hüzünler, üzüntüler neden. Huzur çok özel bir histir. bu özelin içinden dünya sıkıntılarını ayrıştırın ve huzuru hissedin.Eğer bunu yapamayacağınızı düşünüyorsanız; huzuru aramaktan vazgeçin. Belki de daha az üzüleceksiniz...

28 Eylül 2013 Cumartesi

sevilmekten korkar mı insan.. ? Kendime bu soruyu sormaya başladığımdan beri, her gün kendime yeni bahaneler üretiyorum. İyi miyim? diye sorarsan da işte oda hangi açıdan baktığına bağlı.
Herkes kendi doğrularıyla yaşıyor bir bakıma.Ve herkes kendi doğrusunu bulma çabalarında.İşte yargılayamazsın ! Hepimizin hayatlarına beklediği doğru bir adam/kadın var. Biride kalkıp demiyor ki sen doğru musun ? (Denmez ki zaten..)
 Ama gel nasıl olsa  ikimizden bir doğru yol buluruz dersin ;)

25 Eylül 2013 Çarşamba

Hep birileri birilerine, birbirlerine, ya geç,ya erken,ya çok zamansız,tesadüfen..öylesine-böylesine-şöylesine. ya yalnız olmaya alışalım artık ya da biz olalım. ama geçerken uğrayıp, dokunmayalım  birbirlerimizin hayatlarına. siz sıkılmadınız mı .?

20 Eylül 2013 Cuma

hiç bir şey düşünmemeye çalışırken, yine aynı yere takılıp kaldığınız olur mu ? sanki kaybettiğiniz bir şeyi arar gibi... çok üzülürsünüz belki hatta ölürsünüz acıdan.
bilmem ki insan kaybettiklerine mi daha çok üzülür yoksa hiç kazanamadıklarına mı. ben ikisine de üzülürüm. belki senin adına sevinirim.ama kendi adıma üzgünüm. hiç kimseyi kaybetmekten ödünüz koparcasına sevmeyin...kaybetmek sanki ömrünüz boyunca sızlayacak bir yara gibi.

13 Eylül 2013 Cuma

Kendi kendine gelin-güvey olmak tabiri varya; işte o benim. Her şeye, giriş,gelişme,sonuç bölümü itinayla yazılır.Sanırım.. neffret ediyorum bu huyumdan.Kocaman bir OFF bana.

9 Eylül 2013 Pazartesi

Sonbaharcığımm

yaz bi neşeyle gelir hep, şimdide getirdiği neşeyi yavaştan uğurluyoruz.. yaz demek hayaller demek.Artık ne kadarını gerçekleştirebildiysek; bir yaz daha tarihimize geçti bile.Benim için tam anlamıyla dolu dolu yaşanmış bir yazdı.Sıkıldığım günler sayısını azaltmak için her şeyi yaptım.  Başlangıçta;hazırlık sınıfını başarıyla bitirmiş olmanın verdiği mutlulukla,kısa Tömük maceramız :) bi parçası olmaktan çook büyük keyif aldığım Akdeniz Oyunları.. Şanlıurfa.. en kısa iş deneyimim olan, mutluluk tadında Özsüt' cüm ardından, bayram için 'Köstek değil tam anlamıyla bir Destek' olarak defacto.   Samsun ve hali hazırda tekrar Defacto ile sonbahara giriş yaptım.Şimdi düşününce bir yazda olması gereken her şey varmış. Deniz,kum,güneş,havuz,yeni arkadaşlar,yeni yerler,şehirler,eski dostlar,akrabalar,müzik,eğlence,konser derken işte her bir şey var.    Sanırım bu yaza dair en büyük eksiklik bir kitap dahi okumamış olmam ve görmem gereken,görmeyi çok istediğim bir kaç iyi arkadaşımı görememiş olmamdır.   Ama bunları çoktan gelecek planlarım arasına dahil ettim bile :) İşte sonbahar demişken de, en en en çok sevdiğim mevsim  .Bana hep biraz hüzünlü gelmiştir sarı sonbahar gibi bir yere bağlamak manasız olsa da severim sonbaharı da hüznü de.  Ciddi şeyleri severim ben aslında.  Sonbaharda en ciddi mevsim bence.ama bir neden daha var kii doğum günüm bu mevsimde. Hep olur ya doğduğu ayı çok sever insanlar. Bende öyle..  Kasım benim favori ayımdır :) 
Tabi bide yaz aşkları vardır hep..Yazın romantizm çekilmez diyenler tarafı varsa o taraftayım ben.. Sonbahar iyidir.ama bu sonbahar aşk yok.zaten olsa blog değil günlük yazıyor olurdum herhalde. aşklar günlüklerde güzel.Yazılarda anlamlı. Ama günlükler gibi aşklarda gizli kalmalı ;) 
Bu arada sezon arasında olan tüm dizilerimde başlıyor. Damon'ı yakından takipteyiz ;)) tabi bide okulcuğum var.Yapacak çok iş var bu yıl.dikilecek ağaçlar,kulüpler,öğrenci konseyi,vizeler finaller,iş hayatı derken koca bir yoğunluk var önümde ama zaman yok her zamanki gibi yada yeterli değil.. Yıllar önce denediğim bir şeyi akıllanmadım tekrar deniyorum.Ama bu sefer tecrübeliyim :) Gittiği yere kadar.!

13 Ağustos 2013 Salı

'Başkasını sevdiğini duyduğumda üzülmedim... 
Seni sevdiğime üzüldüğüm kadar' demiş Ceyhun Yılmaz.. Çok acıklı değil mi ya.? Eğer durdurmazsanız hayatınızın trajedisini yaşamaya hazır olun lütfen. Sevmek durdurulabilir mi bilmiyorum, ama üzülmenin etkisi azaltılabilir, ki Bundan eminim.İnsanlar yıllardır aşkın ne olduğunu tartışıp duruyorlar.Aşk nedir? Sevgi nedir ? Bunlar hakkında yazılmış yüzlerce yazı vardır.Ha ha bende bi yenisini ekliyorum şuan :) Hani bazı durumlar için anlatılmaz yaşanır tabiri kullanılır. Bu aşk mevzularını falan Tanım yapmak yerine yaşa gitsin işte..yaşadığın duygunun ne olduğunu bulmaya çalışırken geçen zaman;  boşa harcadığın zamanın ta kendisi... 
Böyle bir şarkıyla bağlayalım bu geceyi.


29 Temmuz 2013 Pazartesi

işte tüm olmuşların,olanların ve olacakların sorumlusu bu.hayatında ne varsa buna bağlı.Düşünmek.bu insan olmanın altın değerinde avantajı.Bunu kullanabiliyorsan senden iyisi de yok. diyelim kullandık; ama çoğu zaman buda yetersiz,doğru zamanda ve doğru yerde kullanmalı. Düşüncenin insanın duygularını değiştiren etkisini bilmeyen yoktur. Nasıl bakarsan öyle görürsün.. İşte bardağın dolu tarafını görmekle de bağlantılı.Hangi duyguyla bakarsan; o duygunun sana geri döndüğünü görürsün zaten. Bu değişmez bir kuralsa, o zaman neden bunu kendi lehine çevirmeyesin ki?. Tüm insanların temelde istediği duygu iyi hissetmektir. Ve bunu nasıl yapacağını da artık biliyorsun. O zaman iyi düşünmeye başla, zaten iyi şeylerin olduğunu görmen çok uzun sürmeyecek...

25 Temmuz 2013 Perşembe

insanlar hayatın içinde kaybolup giderken, bazıları bir küçük umudun izinde adım adım. kendimize ait hikayelerimiz var, anlatabildiklerimiz,susturulduklarımız.. keşfetme yolunda karşına çıkan; aslında es geçtiğinkuytu köşeler yada çoktan onlardan birinde hapsedilmiş hissetmekten alı koyamıyorsun. cevaplanacak ne çok soru var her zaman. sorsan da cevabını alamayacağın sorular ve asla cevapları olmayan sorular.

30 Nisan 2013 Salı

nasıl oldu da parmaklarımla uzandığımda, aramızdaki mesafeden daha fazlaymış gibi hissettirdi.?

28 Nisan 2013 Pazar

şans nedir ?

bilmem ki nasıl.. ama aklımın erdiği kadar bir mevzum var açıklanacak.. insanlar şüpheli.bugün birisi bana , bazı insanlar tokken hatta yemeklerini fazlasıyla israf eden binlerce insan varken, Afrika da aç olan çocukların suçu ne ? onlar neden herkes kadar şanslı değil diye sordu. Yaratıcı neden tüm insanlara eşit davranmaz ve bazıları daha şanslı.işte bu belkide bir çoğunun kafasında. Şans nedir ki ? Afrika da aç çocuklar varken bizim burada karnımızın doyuyor olması şans mıdır ? yada onların durumu şanssızlık mı ? yoksa şans yaratıcının sana vermiş olduğu her şeyin farkına vardıracak iradeye ve bilince sahip olman mı ? Yaratıcının nazarında önemli olan şükür ise ne kadar verdiğinin önemi var mıdır ? Bence yoktur. Eğer karın tokluğu inananları kurtuluşa erdiriyor olsa idi; aynı yaratıcı bunu peygamberlerine en büyük şans olarak verir idi. Ama tüm peygamberleri bu dünyaya ait herhangi bir şeyin peşinde olmadı. Afrika da orada burada yan komşuda herhangi bir yerde insanlar açlıktan ölme derecesine geliyorsa bu yaratıcının değil insanlığın ayıbıdır. biz insanlar hiç bir zaman yeterince düşünmüyoruz. halbuki insanı diğer canlılardan ayıran özellik düşünebilmek ve  özgür iradeye sahip olmaktır. hiç kimse , insanların kirlettiği dinlerin, onların yaşayış biçimlerinin ve bu çivisi çıkarılmış dünyanın faturasını yaratıcıya kesmesin. Eğer bir suçlu varsa oda insanoğlunun ta kendisidir ve üzülerek, sorulacak hesabın muhatabı da yine kendisi olmak durumundadır.